üz-, koparmak, kesmek; plan üz-: plânı akamete uğratmak; mından arı üzböy cazip turam: bundan böyle kesmeden (mutazam surette uzun ara vermeksizin) yazacağım.
üzdük-, şiddetli açlık hissetmek, açlıktan ölüm halinde bulunmak.
üzdüksüz fasılasız, arasız.
üzdüktüü, fasılalı.
üzgültük kopan; fasıla; düşüklük; üzgültük kılbay berip tur!: muntazam surette fasılasız ver!; üzgünlükkö uçuradı: düşüklüğe uğradı (plânı yerine getiremedi).