zanğğel. kaya; biyik zanğgeldi minip tuğan kara bulut: yüksek kaya üzerine çöken kara bulut.
zanğğıra-, tiz ses çıkarmak (erkekler hakkında); zanğğırap ırda: yüksek ve ince sesle şarkı söylemek; zanğğırağan çonğı üy: büyük muhteşem ev kocaman ev.
zanğğırat-, et. zanğğıra-’dan; zanğğıratıp cüktö-: dağ kadar. gayet çok yüklemek.
zanğgi (Çin Kırgızlarından) halk hâkimi.
zanğılda-, çınlayan ve tiz ses çıkarma; zanğıldağın ır: yiğitçe söylenen şarkı.