zeen, a. kabiliyet, anlayış, kavrayış, zihin; ağa zeen kirdi: o, idrak etmeye başladı; zeenim keyidi; yüreğime kan savruldu, gayet acıdım, (birisi için) canım acıyor.
zeendüü, anlayışlı, kabiliyetli.
zeer I = zer I.
zeer II = seer.
zeket, a. 1. tar. sermayeden yahut mülkten fakirler faydasına Şariat mucibince, verilen kırkta bir nisbetinde sadaka; zekât; 2. vergi; tündük zeket: her obadan bir baş olmak üzere (yani %2 nisbetinde) alınan vergi; 3. seket 2.