agara, a. davul, darbuka.
agarınğkı
səhifə 20/1828 tarix 03.01.2022 ölçüsü 6,96 Mb. #48112
agara, a. davul, darbuka.
agarınğkı, beyazımsı, aka çalar ; agarınğkı tart- : bir parça ağarmak , hafifçe parlamak.
agarot, r. sebze bostanı (rusçası ogorot: M .) .
agarotçu, bostancı.
agarotçuluk, bostancılık.
agart-, ağartmak, aklık haline erdirmek.
agartuu, 1. ağartma; 2. maarif; el agartuu: halk maarifi.
agaruu, ağarma.
agatay, birader, biradercik (büyüğe hitap ederken) .
agatayla- ağa diye çağırmak (büyüğe hürmet ederken) .
agayın, bk . aga I. agayın tuugan: akraba, hısım.
agayınçıl, hısım ve akrabalarına hürmet eden.
agayındık , hısım, akrabalık münasebetleri , akrabalık duygusu; agayındık kıl- : akrabaca hareket etmek.
agayınduu, akrabaları bulunan.
agent, r. ajan, acenta.
agentstvo, r. ajans, telgraf agentstvosu: telgraf ajansı.
agenttik, ajans.
agentura, r. acenta.
agıl-, sel, kalabalık, kütle halinde yürümek ; cayloodogu el capırılıp cakaga karay agıldı: yaylakta bulunan bütün ahali aşağıya, dağ eteklerine doğru yürüdü.
agılga, set, kalkan.
agılgala-, 1. izini takibetmek ; 2. herhangi bir işi gizlice yapmak.
agılış, sel, kalabalık, kütle halinde yürüyüş
agım, cereyan, akım; sayası agımdar: siyasi cereyanlar ; adabiyatta canğı agım: edebiyatta yeni cereyan ; zaman agımındagı söz: cari hadiseler hakkında konuşma.
agın, cereyan, cari, akıcı, akar, agın suu: akar su; akını katuu suu: hızlı akan su, hızlı ırmak.
agış, aşk maceralarının mütemayil (yatkın) olan; zendost (Kırgız destanının bir kahramanının adı) .
agıt-, bırakmak, koyuvermek (bağlı hayvanları) ; beye agıt- : kısrakları koyuvermek (sağmak için bağlanmış oldukları yerden) ; at agıtatı bırakmak (otlasın diye) ; it agıt- : köpeği koyuvermek (yabani hayvan üzerine) .
Dostları ilə paylaş: