baştant- , 1. et. baştan-dan ; 2. baş altına bir şey koymak yahut başı bir şey üzerine koymak ; başın cumşak baştantıp folk. : onun başını yumuşağa koyarak.
baştapkı , iptidai , ilkin ; ilkel (kadim) ; başta ; baştapkı uyumdar : ilkel teşekkürler.
baştaş- , 1. hep beraber başlamak ; 2. elbirliği ile yönetmek (sevk ve idare etmek)
baştat- , et. başta- II den ; col baştat- : birisini önde gitmeye ve yol göstermeye zorlamak ; celge col baştatıp ketti : geniş dünyayı dolaşmıya çıkıp gitti (harfiyen : kendine yeli kılavuz edinerek çıkıp gitti).
baştatan , baştan , evvelce , önce ; baştatan koldonup kele catkan kural : ta işin başından beri kullanılan silah.
baştık I 1. amir ; rehber ; başta bulunan ; brigada baştagı : tabur başı ; 2. sergerde , serdar.
baştık II torba , küçük çuval ; at baştık : at başının derisinden yapılan torba.