beket I , r. psota istasyonu durağı ; bir beket col : iki istasyon , durak arasındaki mesafe (20-25 km.)
beket II , kon. =paket.
beki- , 1. tahkim etmek , pekitmek ; pekitilmek , tahkim edilmek ; pekiştirmek ; 2. örtmek , örtülmek ; kapatılmak ; 3. tasdik etmek (resmen meriyete geçecek hale komak)
bekin- , gizlenmek , saklanmak.
bekinmeçek , saklambaç (oyunu).
bekint- et. bekin-den.
bekinüü , işs . bekin-den.
bekit- 1. metanet verme , katılaştırma , sağlamlaştırma , perçinleme ; 2. tasdik etme , meriyete geçecek hale koma ; ratification.
bekpekey = bekbekey
beksil , kon. = veksel
bekzat- , k-f beyzade , beyoğlu.
bel , 1. bedenin kuşak bağlanacak eri ; bel ; kumurska bel : ince belli endamlı (kadın) (harfiyen : karınca bel) ; bel kuda bk. kuda ; duşmanga bel aldırba : düşmana zafını belli etme ! , düşman karşısında kendini yiğit göster ; bel çeç- : giyimi çıkarmak , soyunmak ; künütünü bel çeçpey folk. : geceli gündüzlü soyunmayıp ; 2. umut ; arka (istinatgah) ; tutma , kayırma ; bel bayla yahut bel buu- : bir işe tamamiyle sarılmak , ciddiyetle , azimle girişmek ; sağa bel bayladım : bütün umudumu sana bağladım ; bel baylagan beli bar , bekip catan ceri bar folk. : dayanacak adamı var , sığınacak yeri var ; bel baylagan beli oşol , bek işengen eri oşol folk. : o onun arkasıdır , o , onun güvendiği bahadırdır ; bul söz maa bir az bel bolo tüştü : bu söz bana cesaret verdi ; 3. dağ geçidi ; dağ sırtı ; bel aş- : geçidi geçmek , aşmak ; aç bel : yaşayanları bulunmıyan dağ sırtı : bel baskak bk. baskak.