|
akır II, f. yemlik, yem teknesi.
akır III
|
səhifə | 27/1828 | tarix | 03.01.2022 | ölçüsü | 6,96 Mb. | | #48112 |
| akır II, f. yemlik, yem teknesi.
akır III, akır-çikir: eski püskü şeyler.
akıranğda-, fırlamak (gözler hakkında) .
akıranğdat-, et. akıranğda-dn; közünğdü akıranğdatpa! : gözlerini faltaşı gibi açma!
akıray-, etrafa bakınmak, şaşkın gözlerle bakmak, gözlerini geniş açmak; közü akırayıp, oozu çormoyo tüştü: gözleri bebeğinden fırladı, dudakları sarktı.
akırayt-, et. akıray-dan.
akırayuu, işs. akıray-dan.
akırek, köprücük kemiği, göğüsün köprücük kemiği yanındaki kısmı; akırekte koş kaltek folk. : göğsünde iki tane küçücük cebi var.
akıret, a. dn. öteki dünya, ahret; kefin akıret: kefen.
akıretçil, ahrete umut bağlayan.
akırın, yavaş; akırın süylö- : yavaş konuşmak; akırın cür- : ağır yürümek.
akırında-, yürüyüşü yavaşlatmak; akırıdap: yavaşça, tedricen, ağırca, azar azar; akırındap bar- : ağır, ihtiyatlıca gitmek.
akırındat-, yavaşlatmak; koydu akırındatıp cay! : koyunları, onlara ağır yürümek imkanını vererek güt!
akırındatuu, yavaşlatma, ağır yürümeye icbar etme.
akırındık, ağırlık, yavaş davranma; akırındık menen: yavaşça ağır ağır.
akırkı, son, ahır, nihai; akırkı cıldarda: son yıllarda; akırkı söz: son söz, icmal, hülasa.
Dostları ilə paylaş: |
|
|