|
|
səhifə | 299/1828 | tarix | 03.01.2022 | ölçüsü | 6,96 Mb. | | #48112 |
| buruldat-, et. burulda-dan; boporostun tütünün buruldatat : cigaranın dumanını buram buram çıkarıyor.
burulma, yan sokak.
burult-, döndürmek, çevirmek; attın başın burult! : atın başını çevir!
buruluş, 1. dönüş; (yol, sokak veya ırmağın döndüğü yer); 2. mec. buhran, dönüm noktası.
buruş I, çevirme, dönüş; coldon buruş : yoldan sapa yerde, yol üzerinde olmıyan; buruş cür- : dolambaç yoldan gitmek, yürümek; mec. yalan dolanla yaşamak.
buruş II, muvakkat damga, im ( başlıca, koyunlar üzerinde) buruş ur- : muvakkat damga vurmak.
buruştuk, yalan.
burut, Kırgız (Kırgızları bu isimle Kalmuklar adlamaktadırlar. Kır- gızlar yalnız Kalmuklar ağzından naklen kendilerini tesmiye ederler).
buruu, çevrilmiş, düz olmıyan; tili buruu al : yabancı dil (harfiyen: eğri dil); Kırgızda sizdey cok eken, çıkpasa tili buruudan folk. : yabancı dillerle konuşanlar arasında bulunmazsa, Kırgızlar arasında senin gibi dilber yoktur; önğü buruu : görünüşü, şekli ile temayüz eden (başkalarına benzemeyen).
Dostları ilə paylaş: |
|
|