buudur-, et. buu-II den.
buul-, Boğulmak, sıkıştırılmış, sıkı bağlanmış olmak; buulgan ün : kısık ses.
buula-, buğulamak, tebhir etmek.
buulan-, buğulanmak, tebhir edilmek.
buulat-, et. buula-dan.
buulgansı-, boğulur gibi olmak, bo- ğulayazmak.
buuluk-, 1. keskin ve anî hareketler yapmak ( diyelim, fazla kızmış olan at hakkında) ; 2. kuvvet hamlesi hissetmek.
buuluktur-, 1. et. buuluk-tan; 2. baştan çıkarmak, iğva eylemek.
buulum, 1. kıymetli bir kumaşın adıdır; için suusar içtetip, tışın buulum tıştatıp folk. : (kürkün) içini zardava (Mustela) kürkile astarlayıp, yüzünü ise, buulum kumaşiyle kaplayıp, 2. bir kürk adıdır.
buuluu, buğulu, buharlı.
buum, bağ (demet), bağ (sargı); 2. 6-7 puda muadil olan hububat ölçüsü (muayyen ölçüdeki çuvallara hububat o tarzda doldurulur ki, çuvalların ağızlarını bağlamak çok kolay olur) ; bir buum buuday (6-7 pud ağırlığında) : bir çuval buğday.
Dostları ilə paylaş: |