buyuktur-, et. buyuk-tan.
buyum, şey, nesne; buyum-tayım : her türlü eşya.
buyumdat-, buyumdata dalil : cürmün işlendiğini gösteren maddî ve katî delil.
buyumsut-, dikkate değer saymak, önem vermek.
buyur-, 1. emretmek; ısmarlamak; 2. önceden tayin etmek, önceden tahsis etmek; buyursa da, buyurbasa da: herhalde; her hali takdirde; uyalbagan buyurbagandan içet ats. : vicdansız kendisine tahsis edilmiyeni de yer; at saga buyursun : at senin olsun; tamekinğ barbı? ― buyurbasın! : tütünün var mı? ― zerre kadar!
buyurkan-, hırslanmak, hiddetlenmek; bet tügün çıgarıp buyurkanat : hırtan ürperdi.
buyurt-, et. buyur-dan.
buyurul-, mut. buyur-dan.
buz-, tahrip etmek, ihlâl etmek, bozmak; et buz- : et bölmek (kesilmiş ve derisi yüzülmüş hayvanı parçalamak) ; kar buz- : kar üzerinden yol açmak.
Dostları ilə paylaş: |