buzuuçuluk, ihlâl, tahrif, bozma.
bü, bk. bı.
bübü, f. sahte kadın tabip; kadın şaman; kadın bahşı.
bücet = byudjet :
bücünğdö-, 1. hareketlerinde kıvrılmışa, kanburlaşmışa benzemek (kocakarı ve ihtiyar hakkında) ; 2. mec. yaranarak bükülmek, eğilmek.
bücürö-, 1. kanburlaşmak, bükülmek; kartaygan kişi bücüröp kalat : ihtiyar adamlar kanburlaşıyorlar; 2. mec. yaltaklanmak, yaranamak.
bücürönğdö-, tereddütle, korkarak basmak (diyelim, yalınayak adam biçilmiş ot yahut kaşlar üzerine) ; taşırkagan at taştuu cerde bücürönğdöp basat : ayağı incinmiş olan at taşlık yerde tereddütle basıyor.
bücüröş-, müş. bücürö-den.
bücüy-, 1. kıvrılmış, büzülmüş şekilde bulunmak (diyelim, saklanmış tavşan hakkında) ; yaranarak dört büklüm olmak; 2. sinmek (gizlenmek).
büçü, paltoda veya gömlekte düğme yerini tutan bağ; büçüdöyün kaltırba : zerre kadar bırakma!
büçülö-, düğme yerini tutan bağ ile iliklemek (diyelim, gömleğin yakasını).
Dostları ilə paylaş: |