bütülü, bütün, tamamile; bütülü iş: artık(müsait bir surette) tamamlanmıya hazır olan iş.
bütüm, uzlaşma, barışma; hüküm (mahkeme kararı) ; bütüm al- : es. hava parası almak ; barışma mukabilinde mükafat almak.
bütün, tam bütün, tamamiyle; bütün dünüyö proletarları, birikkile! : bütün ülkelerin (harfiyen : bütün dünyanın) emekçileri birleşiniz!(bk: barlık) .
bütündö-, bütünlemek; bütündöp camap ber : bütünleyip, yamayıp ver.
bütündöt- , et. bütündö- den.
bütündöy, büsbütün, tamamiyle.
bütünğdö- , dar gözlü olmak.
bütür- , bitirmek, bitirmek üzere bulunmak.
bütürgüs = bütürgüsüz.
bütürgüsüz, bitirilemiyen, bitirilmez.
bütürt- , et. bütür- den.
bütürül- , bitirilmek.
bütürüü, 1. bitirme; 2. imha etme, yok etme.
bütüş- , müş. büt- II den.
bütüştür-, barıştırmak, uzlaştırmak.
bütüü, son, bitme.
bütüy- , daracık olmak, küçük yarık şeklinde olmak; bütüygön köz: daracık gözler.
büylö, yahut tiştin büylösü: diş etleri.
büyrö I dayanıklı, muhkem (zarf olarak) ; sıkı (zarf olarak); tıknaz çevik; ookatka büyrö cigit : çevik, anlayışlı, kavrayışlı,tedarikli delikanlı.
Dostları ilə paylaş: |