canduu, canlı, diri.
canğ, jest, hareket.
canğak, ceviz.
canğakı, (rad. , V) = canğkı.
canğcal, f. şamata, kavga.
canğcalçıl, kavgacı, şamatacı, nifakçı.
canğcaldaş- , kavga etmek, patırtı çıkarmak.
canğcaldaştır- , işi kavgaya, patırtıya çıkarmak.
canğcalduu, nizanlı, münazaalı.
canğcunğ, çin. (destanda9 : vilayet amiri, umumi vali.
canğda- , ellerle jest yapmk; canğdap süylöş- : jestlerle anlaşmak.
canğdoo jestler yapma.
canğgak= canğak.
canğgızdık= calgızdık.
canğı, 1. yeni; ay canğısı: ayın ilk yarısı; aydın beş canğısı: ayın beşinci günü; 2. ahiren, az bir müddet önce; canğıdan: ahiren: ahiren bir müddet önce; henüz; canğıdan kötörülgön ay: henüz doğan ay.
canğıçıl, müceddit, yenileyici.
canğıl- , yanılmak.
canğıla- , yenilemek; et canğılap cesin dep, elüüdön aşık cılkı aldım folk. : taze et yiyebilsin diyerek, elliden fazla et aldım.
canğıldır- , yanıltmak, şaşırtmak.
canğıldıruu, yanıltma, şaşırtma.
canğılık, yenilik, yeni şey; yeni haber; kündün canğılıktarı: günün yeni haberleri.
canğılış I, yanlış,hata; yanlış olarak.
Dostları ilə paylaş: |