car II, f. moyunum car berbeyt: arzum yok, tembelliğim tuttu; moyun car berbegendikten: arzusuzluk yüzünden, tenbellik dolayısıyle.
car III, yar, uçurum, dik sahil; car taş: deniz kıyısındaki sırt kaya.
car IV, feryat; ilam; ilan;car sal-: feryat, yardıma çağırma; (münadi vasıtasıyla) umuma bildirme.
car V. yarnak, parça parça etmek; otun car- : odun yarmak, kırmak; cara çap- : yararcasına kesmek, çalmak; artık döölöt baş carbayt ats. : fazla servet kafa yarmaz, kırmaz, fazla mal göz çıkarmak.
cara I, yara; cerha; karha.
cara- II, 1. hoşa gitmek, yaramak; carayt: olur; iyi; işe yarar; işke carabayt 1) işe yaramıyor; 2) hükümsüz; biz dagı sizdinğ bir işinğizge carap kalarbz: bir vakit bizde sizin bir işinize yararız: bir ooz. << kel >> digenge carabayt: << buyu runuz inşallah >> demesini bile bilmiyor; 2. antrenöman görmek; koşuya, sefere hazır bulunmak (at hakkında )