cark, bir işin ânî bir surette vukuunu, beklenikmeden peyda olan parıltıyı, ışığı taklidi ifade eden bir onamatopee’dir; cark etti: birdenbire parladı; ansızın belirdi; çındık cark etip: hakikat birden açıldı; cark etip külümsöröp ciberdi: ansızın neşeli gülümsedi; cark-curk: çabuk parlıyan; gözalıcı ışığı tayin etmek için taklitlik tabirdir.
carka, (rad.) parıltı.
carkı-, parlamak, yıldıramak.
carkılda. = carkıra-.
carkın, aydın, gözalıcı; ışık okş. nur topu.
carkıra-, parlamak, yıldıramak. mucibolmak.
carkoo, bahane, sebep; carkoo kılıp:den dolayı sebepli.
carköp, r. <>: kızartma: kuşbaşı şeklinde doğranarak kızartılmış et, kebap.
carlık, ferman, emir, buyrultu; buyruk_carlıktar: buyrultular ve emirler.