ceköös = cököös
ceksen, f. 1. ayni; düzeltilmiş; yeksan; cer menen ceksen kildi: yerlere yeksan eyledi, ezdi; 2. mahvolmuş, bitmiş.
ceksende-, yerle yeksan, bir emek; imha etmek; ceksendep köm- 1)gömmek; 2) sathini düzeltmek.
ceksöörün, menfür.
ceksööt - ceksöörün.
cekşembi, f. yekşenbe: pazar günü (hafta günlerinden birinin adidir).
cekte-, nefret etmek; husumet beslemek.
cel i, kemik çürümesi, rim (hastalik)
cel ii, rüzgâr, yel; konğur cel: hoş esin, serin, hafif yel, esin; caydin konğur celi: hoş yaz esini, yeli; cel öpkö bk. öpkö; cel söz: yel söz, boş söz; cel tiygizbey maktayt: yel dokundurmadan övüyor.
cel- iii, yenmiş olmak.
cel- iv, yelmek (hizli koşmak).
celbegey, yakasi açik olarak; sirta atilmiş olarak (palto hakkinda).
celbegeylen-, celbegeylenip oturat: paltosunu sirtina atarak oturuyor.
Dostları ilə paylaş: |