coruktuu , hafızada hoş timsaller (image'lar) uyandıran; corko min-gen kız beken , coruktuu Çürök özü beken ? folk : bu at üzerinde giden kız değil midir; bu. dilber Çürök'ün ta kendisi değil midir?
coruluu , corusu bol olan; aralarında coru da bulunan; coruluu cerde tarp turbas ats. : corulu yerde leş kalmaz.
corup , elerken kalburda hububatın üstüne toplanan iri çöp.
corupta- , hububatı elerken büyük çöpleri kaldırmak (bk. corup).
coruptaş- , müş. corupta-dan.
corut- , et. çoru - II den; oy corut -: etraflıca düşünmek; zihnen göz önüne getirmeye çalışmak; tüş corut- : düş yordurmak , tâbir ettirmek.
coruu , yorma , tâbir , kehanet , önceden bildirme , haber verme; özgünün işin özünö coruu ats. : kabullenme (harfiyen : başkaların işini kendi işi gibi gösterme); tüş coruu : düş yorma , tâbir etme.