cönököy , sade , basit , katmerli olmı-yan , bayağı , adî; şöyle böyle; böylece; boşuna; cönököy çındık : basit hakikat; cönököv cürgön kişide emnenğ bar? : yabancı (işe ilgisi olmıyan) adama da ne işin var?; cönököydö : mutat sartlar içinde; adî (şu veya bu cihetten istisnaî olmıyan) zamanda.
cönököylö- , basitleştirmek.
cönököylöö , basitleştirme.
cönöl- , yönelmek , hareket etmek; üvdü közdöp cönöldü : evine doğru yöneldi , doğruldu.
cönölt- , yöneltmek , yola koymak.
cönöş , hep beraber yönelmek , hareket etmek..
cönöt- , yöneltmek , yollamak; sözüm-dü cönötpödü : sözümü kesti , söylememe mani oldu.
cönöttü , işs. cönöt-ten.
cönsüz , maksada uygun olmıyan , yaramaz , yolsuz , işe yaramaz; cönsüz iş 1) yaramaz iş; 2) çözülme , düzensizlik.
cönsüzdük , 1. uygunsuzluk; 2. düzensizlik.
cönük I , oorusunan cönük albadı : henüz hastalığından iyileşmedi.