culkuldat-, yakalamak ve silkmek; kapmak; culkuldatkandın üstünö aldı : onu amansız bir surette tartakladı.
culkun-, çırpınmak, kurtulmak için çalışmak.
culkunt-, çırpınmaya yahut kurtulmak için çalışmaya zorlamak veya müsaade etmek; buuruldu minip, bulkuntup, eri ölgöndöy culkuntup folk. : demir kırı renkli ata bindi ve kocası ölmüş kadın gibi çırpınıp atılmaya zorladı.
culkuntuu, işs. culkunt-tan.
culkunuş-, müş. culkun-dan; beelerdi eerçip, celedegi kulundar culkunuşat : kazıklara bağlanmış taylar, kısrakların peşinden gitmek için çırpınıyor.
culkunuu, işs. culkun-dan.
culkuş, birbirini yakalamak ve tartaklamak.
culma, yolunmuş; culma-culma yahut calma-culma : yırtık, pırtık; yırtılıp parça parça olmuş.