aldasta- , 1. kıvranmak (ağır hastalık esnasında ateşten); 2. şiddetli sıkıntı içinde bulunmak; cürök aldastap turat: kalp sıkıntıdan çarpıyor.
aldastat- , et. aldasta- dan.
aldastoo- , işs. aldasta-dan.
aldaş- , birbirini aldatmak, hep birlikte aldatmak.
aldat- , et. alda V den; saaaldattım: sana aldandım.
aldattuu, işs. aladat- tan.
aldayar, a- f. tar. hanın, hükümdarın, padişahın hürmet ifade eden ünvanı.
alde = alda II.
aldey- , ninli! (beşik sallarken söylenen ninnilerin sonuna ilâve edilen nakarat).
aldeyle- , ninni ninni!demek, ninni söylemek.
aldeylen- , kendisi için ninni söylemek, ninni söylenerek uyutulmak.
aldeylent- , et. aldeylen- den.
aldeyleş- , müş. aldeyle- den.
aldıkatkan, bk. kat IV
aldıkı = aldakı.
aldınğkı, 1. öndeki, önde bulunan, ileri gelen,; aldınğkı sınıptagı baldar: yukarı sınıf talabeleri; aldınğkı kişiler: ileri gelen adamlar; 2. alttaki.
aldır- , 1. almaya misaade etmek veya almayı emretmek; tedarik atmeye misaade etmek yahutemretmek; uşu kitepti taşkenden aldırdım: bu kitabı (ısmarlamam üzerine) bana Taşkent’ten tedarik ettiler; sır aldır- : sır öğrenmeye müsaade etmek;omuroodon aldırıp: göğsüne kadar girerk(hayvan hakkında); bet aldır- : bk. bet 5; 2. çaldırmak,eşyası çalınmış olmak;aldırgan enesinin koynun açat ats. : eşyası çalınan adam(çalınan eşyayı aramak üzere) annesinin koynunu karıştırır;atımdı aldırdım: atımı çaldırdım(daha bir örnek bk. kuu 1);oozunan aldırgan börüdöy yahut aldındağı aşınaldırgansıp: aptalca şaşlamış suratla (kendisini) yendirmek, yenilmiş olmak, dayanamayıp düşmek; küröştö aldırdım: güreşte yenilmiş oldum,beni yendiler;kolu-butun suukka aldırdı: ellerini ve ayakalrını dondurdu;möröy aldır- , bk. möröy 2)eç kimge aldırbayt: kimse karşısında alt olmuyor, kimseden çekinmiyor; aldırıp salbagay ele! : korkarım ki bir gaf yapmasın!; otoogo aldırgan egin: fena otlarla kaplanmış ekin; arakka aldır- : sarhoş olmak; arakka aldırgan kişi: votkadan sarhoş olan adam.