çakırayt-, et. çakıray-dan; köz ça-kırayt- : (hiddetten yahut korkudan) gözleri faltaşı gibi açmak.
çakırayuu, işs. çıkaray-dan.
çakırık, l. çağırma, davet; 2. (çağırarak gönderilen) bildirge, ihbarname.
çakırış-, hep beraber çağırmak, birbirini çağırmak: birbirini davet eylemek,
çakırıl-, çağırılmak. davet edilmek toplantıya çağırılmak.
çakınluu, işs. çıkarıl-dan.
çakırıluuçu l. çağırılan, davet edilen; 2. askere çağırılan.
çakırım, l. insan sesinin duyulabileceği mesafe; 2. (ruşçada «versta» denilen ve 1,067 kilometre’den ibaret olan uzunluk ölçüşü. M).
çakırmala- = çakır-
çakırtuu, çağırtma, davet ettirme.
çakıruu, çağırma, davet etme. okuma*
çakmıuçu, çağıncı, okuyucu, çığırgan, münadi; çıkıruuçu saldı : çığırgan, münadi vasıtasıyla bildirdi.
çakıy-, dikilmek; göz dikmek, dikkatle bakmak; cıldız çakıyıp : yıldız pırıl pırıl yanıyor.
Dostları ilə paylaş: |