çalka, çalkasınan catkız- yahut çalkadan catkız- : her iki küreğim yere diğdirmek suretiyle arkaüstü yere sermek; çalkasınan ketti : arka üstü düştü.
çalkak, dik olmıyan dağ yamacı.
çalkakta-=: çalkala.
çalkala-, göğsü ve karnı öne çıkarmak; çalkalap otur- : göğüsü öne çıkararak, başı hafifçe geriye atarak kurulup oturmak; atka minip çalkalap folk. : at üstünde kurulup oturarak.
çalkalat-, et. çalkala-dan.
çalkaloo, göğüsü ve karnı öne çıkarma.
çalkan, ısırgan otu.
çalkanda-, çalkandap taşta- (Rad, V) : arka üstü atmak.
çalkar, yahut çalkar köl : kocaman göl.
çalkı-, l. geniş yayılmak; 2. ağır ve süzülerek hareket etmek.
çalma I. lav; ak çalma : (su taşkını zamanında) balçıklı, bulanık su, boz çalma : bir bitki adıdır.
çalma II, atı yakalamak için kement çalma çal- yahut çalma ur- : kement atmak.