çekkiç, yahut nam çekkiç, yufkada küçük delikler açmaya yarayan aygıt.
çekmen=çepken.
çeksiz, haydutsuz,sınırsız, : hudutsuzca, sırsızca ;çeksiz monarhiya : tehdit edilmemiş monarşi.
çeksizdik, hudutsuzluk, sınırsızlık.
çekte-, tahdit eylemek.
çektel-, tahdid edilmek; iktifa etmek.
çekteliş-, müş. çekte-den.
çekteş ı, hudut boyundaki ; bitişik; müşterek hududa malik olan ; çekteş el : komşu kavim.
çekteş- ıı, müş. çekte-den.
çektet-, et. çekte-den.
çektir-, et. çek- ııı ten; tameki çektir- : tütün içirmek.
çektöö, tehdit etme ; iktifa ettirme.
çektüü, 1. mahdut : 2. mat. nihai.
çel ı, 1. hüceyrat nesci; hayvan derisinin iç yanındaki zar; çiptin çeli : ipliğin prüzü ; 2. gözdeki misafir ; közün çel bagtı yahut közünü çel çabıldı : gözünde misafir belirdi.
çel ıı, çekmek, boynunuzu takarak bir yana çekmek (başlıca öküz hakkında).
Dostları ilə paylaş: |