çınğda- = çınğa-.
çınğdal- = çınğal -.
çınğdat- = çınğat-.
çınğdık, sağlamlık, pişkinlik.
çınğdoo, tahkim etme, sağlamlaştırma.
çınğgır, (rad.) çember.
çınğgırduu, (rad.) çemberli.
çınğılda-, çınlamak, acı acı bağırmak, bağırıp çağırmak; çınğıldap ünü çıktı : çınlayan sesi çıktı; kulagım çınğıldap turat : kulağım çınlıyor.
çınğıldat-, et. çınğılda-dan.
çınğıltır, canlı, uaynık.
çınğır, can tırmalayan bir şekilde bağırmak, acı acı bağırmak, keskin ve gıcırdayan ses çıkarmak
çınğırduu, (rad., v) çınlayan.
çınğırık, acı ses.
çınğırt-, acı acı sesler çıkarmak (icbar ya da müsaade etmek); herhangi bir şeyden acı acı sesler çıkarmak; çoçkolordu çınğırtıp aydayt : domuzları sürüyor, ve onlarda acı acı bağırıyorlar.
çınğk =çılk.
çınğkı, çınğkı boyu : insan bedeninin üst kısmı (kafa ve göğüsün üst kısmı).
çınğkılda-, yaygara etmek, acı acı bağırmak.
çınğkıldaş-, müş. çınğkılda-dan.
çınğkıldat-, et. çınğkılda-dan.
çınğkıldoo, acı acı bağırma.
çını, f. porselenden mamul; çını çööçök : porselen fincan; 2. piyale (çay fincanı).
çınıgap, çay fincanı kutusu.
çınıgı, hakiki, fiili reel; çınıgı cibek : hakiki ipek; anık-çınıgı : en hakiki; çınığı kızmat akı aynıbay ösüp çatat : hakiki hizmet ücreti durmadan artıyor.
Dostları ilə paylaş: |