çolçonğdo-, sarhoş ağzı gibi dolaşmak (dil, dudaklar hakkında).
çolçonğdot-, et. çolçonğdo-dan; masbolup, oozun çolçonğdotup, birdemelerdi kıykırıp : sarhoş olarak rabıtasızca dilini döndürerek, bir şeyler bağırıyordu; oozunğdu çelçonğdotpoy otur : saçmalamadan otur!
çolo, 1. firsat; boş vakit, serbest zaman; ara çoloda cazat: arada, işten boş kaldiği zamanlarda yaziyor; çolo tiybeyt: vakit yok; boş vakit yok; çolo tiyse: vakit olursa, boş vakit bulunursa; bekerdin çolosu cok ats. : işsizin boş vakti yoktur; 2.aralikli olan; çolosu cok aydalgan cer: baştan başa sürülmüş olan, araliği bulunmiyan toprak; bulut ala-cer çolo ats. : bulut aralikli olursa (seyrek olursa) toprak da alaca olur (baştan başa otla örtünmez); tulu boyuman çolo kaltirbay karap aldi: o beni tepeden tirnağa kadar süzdü.