çöntöktüü, cepli: töş çöntökyü köynok: göğsünde cebi bulunan gömlek.
çöö, 1. kızıl kurt; çakal; çöödöy sarı: büsbütün kızıl; çööçö katkırba: çakal gibi kahkaha atma; 2. bir oyun adıdır (karanlık çöktükten sonra oynanır).
çööçök= çöyçök.
çöögün, çaydanlık (su kaynatmak için).
çöölmök, çömlek; ak çöömlök: geceleyin oynanan çocuk oyunu.
çöölü-, 1. artık yaralamayıcak ve vurmıyacak (kurşun, ok hakkında); çöölügön ok eken, arcağına ötpöy kaldı: kurşun süratini artık kaybetmişti, hedefi delip geçmedi; 2. tenbel, yorgun koşmak (at hakkında).
çööt, yağmur ve benzerlerinin biriktiği küçük oyuk.
çöp, 1. ot, kuru ot; çay çöp: latince adı hypricum olan bir bitki (ş. sami’ye göre: koyunkıran, kılıçotu: m.) ; aram çöp: iris (ot); tıyın çöp: ebegümecinin bir çeşidi: tenğge çöp: arslan paçası; alchemilla vulgaris (ot): sen cürgön cerge çöp çıkpayt: senden iyilik beklenmez (harfiyen: senin gezdiğin yerde ot bitmiyor): közgö çöp sal: (karısına, kocasına)ihanet etmek; (harfiyen: göze ot salmak); men anın sarı izine çöp salam: ben onu ne pahasına olursa olsun arayıp bulacağım (harfiyen: ben onun sarı izine ot koyacağım): çöpçar: çörcöp ufak ot döküntüleri; çöp; 2.hayvanlarda son, döleşi (bu mana ile yalnız üçüncü şahsın bitişik zamiri ile kullanılır); koydun çöbü: koyunun sonu (karş. ton ı) .