dağdayt-, öne doğru çıkarmak; köküröğön dağdaytıp: göğsünü öne doğru çıkararak.
dağdır= tağdır.
dağı, ve; daha; keza;dahi; dağı emine kerek! daha ne lazım! : emine bolsa dağı: ne olursa- olsun; kelse dağı: gelirse dahi; bir saar dağı boşko ketpesin: bir saat dahi boşuna gitmesin; dağısın: yahut; dağınkısın: bir daha; dağıkısın dağı aytam: daha ve daha söylüyorum.
dağınkısın, bk. dağı.
dağıra= ağara.
dağısın, bk. dağı.
dakı (karş. daakı) buzağı derisinden dikileni, kısa kollu ceket.
dakıl, a. giren, dahil; iştirak eden, işin içinde olan.