daki ıı. hilekar; mekkar; kurnaz; işin içinden çıkmasını bilen; dalaydı körüp, daki bolğun kuu: başından birçok şey geçirmiş olup, faka basmaz olan kurnaz adam.
dakilat= daklot.
dakilik, kurnazlık (başlıca, atlar hakkında).
dakümönt= dokument.
dal ı, a. 1. arap alfebesinde «d» harfinin adıdır; 2. mec. kambur; kamburu çıkmış olan.
dal ıı, tas – tamam; noktası – noktasına; dal ortosunda: tam ortasında; dal özü:tam kendisi; naoktası – noktasına onun gibi; dal bular aytkanday: tam onların dediği gibi; dal kel-,: tevafuk etmek.
dal ııı, dal – dal: yırtılıp parça – parça olmuş; dal – dalı çıktı: yırtılıp parça parça oldu.
dal ıv, 1. saşalamış; afallamış; başım (yahut kökürögüm) dal boldu: şaşaladım, kafam yerinde değil: ne yapacağımı bilmiyorum; 2. gevşemiş; kuvvetten düşmüş; bütkön boyum dal boldu:bütün vücudum gevşedi; büsbütün bitap oldum.