səhifə 632/1828 tarix 03.01.2022 ölçüsü 6,96 Mb. #48112
dalaa= talaa.
dalaan, f. = dalaan üy: sofa.
dalaat: dalaatınğa kelgir yahut dalaatı caman: kadınlara yahut kızlara tevcih edilen kadın sövme sözü ; önğ – dalaatı cok: o kadını çehresi değişti.
dalakta-= dalbakta-.
dalalat, a. 1. kayırma; himaye; tesvassut; delalet; 2. delil; tekid; 3. teşebbüs ; önayaklık.
dalaparan, f. göztaşı, kibritiyeti nuhas.
dalay: bir dalay: oldukça çok ; ehemmiyetlice.
dalba ı, 1. yem (alıcı kuş için) 2 . yırtık; paçavra haline gelmiş ; kiyimi dalba – bolup cırtılıp cüröt: parça – parça olmuş elbise ile geziyor.
dalba ıı. parça parça olup yırtılmak: kiyimderi işten çığıp dalbağan: giyimleri büsbütün örselenmiş.
dalbaala-= dalba ıı.
dalbaar-, yorulmak; kuvvetten düşmek ; atınğ dalbaarıp kalıptır: atın takatten düşmüş.
dalbağay, büyük ve biçimsiz.
dalbak, kocaman ve biçimsiz ; ak kaçırday dalbak: akbaba gibi biçimsiz , hantal.
dalbakt-, biçimsizce ve ağır – ağır yürümek; dalbaktap çügürü keldi: biçimsizce ve çok ağır bir tarzda koşup geldi: eteği kulaalının kanatınday dalbaktayt: eteği çaylak kanadı gibi (biçimsiz ve hantal) dalganıyor.
dalbaktat-, et. dalbakta-dan ;kanattarın dalbaktata sermegileyt: kanatlarını biçimsizce çırpıyor.
Dostları ilə paylaş: