degdenğdet-, et.degdenğde-den; anı degdenğdetip süyröp keldi: onu arkasından dürte – dürte sürüklediler; onu zorlayıp sürüklediler.
degdeşe-, müş.degde-den; tamaşanı körüügö degdeşip, tegeretegi ayıldardan el köp keldi: şenlikleri görmek arzusuyla civardaki avullardan (köylerden) çok halk geldi.
degdet-, şiddetli arzu uyandırmak; cürök degdet – yahut könğül degdet-: arzu uyandırmak; cürögömdü degdetip, cürölü deysinğ kalıspay folk.: yüreğimi arzu ile hareket getirerek, «biri – hepimizden ayrılmaz olalım» diyorsun.