demik-, 1. ağır ve sık – sık solumak (kapalı ağızdan); nefes darlığından muztarip olmak; at demigip turat: at sık-sık soluyor 2. cehdetmek, gayret etmek, istihdaf etmek; temayül göstermek; ilgeri karay demigip: ileriye doğru gayret ederek.
demilge= debilge.
demit- 1. kuvvetle ileriye doğru atılmak; toodan aktı taşkın sel,cılğa menen demitip: dağdan taşkın sel aktı, dere boyunca atılarak; it etegin culup alçuday demite berdi: sanki eteğini yırtmak ister gibi, köpek şiddetle saldırdı; 2. göğüsle dayamak, itmek (başlıca,üzerinde bulunduğun atın göğsüyle).
demokrat, r. demokrat
demokratiya, r. demokrasi; partiyanın içki demokratiyası: parti içindeki demokrasi.
demokrattık, demokrasiye ait, ilişiği olan, demokratik.
demöö, zorlama; teşvik.
dempinğ, r. dampinğ (dumping).
den, f. 1. ten;deninğ soobu? :sıhhatte mısın? ; den sooluk? : sıhhat; sağlık; deni soonunğ canı soo ats, : sağlam vucudun ruhu da sağlam olur; deninğdi bağışladınğbı? = kabıl tuttunğbu? (bk. kabıl I); 2. alt olan; bizge den bize ait tir; den al üzerine almak deruhte etmek; tanımak.
dene, f. gövde; ten; beden; dene tarbıyası: bedene bakma, beden terbiyesi; geometriya denesi: hendesî cisim.
denğdaroo, mütereddit; denğdaroo bolup turam: ne seçmesini, neyi üstün tutmayı, neye karar vermesini bilemiyorum.
denğdarıooluk, tereddüt; fikirlerde ve arzularda ikilik: