döödürö-, dırlanmak (can sıkacak bir tarzda bir tarzda ve durmadan konuşan kimse hakkında).
döödüröt-, et. döödürö-den.
döökör, cesûr; atılgan; döökör bakşı bk. baskı.
döökürsü-= dögürsü-.
döölöt, a. 1. servet; devlet; çıkan menet, kirgen döölöt ats. her çıkan şey (ki ondan mahrum oluyorsun) azaptır; her giren, gelen şey- devletir; döölöt küt-: zengin olmak; 2. devlet; ulu döölöt şovinizmi: büyük devlet şovenliği.
döölöttüü, zengin.
döölük, döö I’den mücerret isim.
döömöt, a. nöbet; sıra; döömöt kütöt: sıra bekliyor; al döömöt kütüp kalıptır: caka sattı, kuruldu.
döömötçü, nöbetçi.
dööperes= dööpörös.
dööpörös, f. saf; bön (saflığı yüzünden hakikatı söyleyim derken gaf yapan).
döörö- saçmalanmak; sayıklamak.
döörök, 1. geveze; boş boğaz; 2. gevezelik.
döörüt-, et. döörü-den.
döörüü, işs. döörü-’den.
dööt, a. hokka, divit; dööt-kalem: hokka ve kalem.
döötü I= dööt.
dööt II, es. (zanaatlar hâmisi sayılan Davut has isminden alınmıştır) zanaat sahibine verilen ücret; döötünün coluna emne alıp kelesinğ:iş hakkı olarak ne getireceksin! (esnafın müşterisine nezaketle sorduğu sual).
döp, dö ile başlayan sözlere takviye için katılır; döp-dönğkölök: yüs-yuvarlak.