dumabala-, sarmak.
dumbalan-, sarılmak; dumbalanıp cat-: başından örtünerek yatmak.
dumbaloo, işs. dumbala-dan; köz dumbaloo; göz boyamak; igfal, aldatma.
dumbul, sarı asma kuşu.
dumuk-, havasızlıktan, nefes darlığından muzdarip olmak; iç sıkılmak.
dumuktur-, boğmak; abadumukturup turat: hava sıkıntılıdır.
dunğ, danğ sözününün tekidir.
dunğçu, çin. dilmaç, tercüman.
dunğda-, bir işi gizlice, sezdirmeden yapmak; arı-beri dunğdap ele cok kıldı: gizlice hepsini harcadı.
dunğğan: ala dunğğan yahut dunğğa: küçük saksağan (bazı dağ florcinleri de böyle tesmiye edilir).
duruçma, r. kon. «drujina» : milis, asker, müfreze, muhafız takımı.
durus, f. dürüst, doğru; münasip; işe yarayan; kaideye uygun olan.
durusta-, düzeltmek; tashih etmek; yoluna koymak; durustap: gereği gibi, iyice.
Dostları ilə paylaş: |