duuldat-, et. duulda-dan; Sotsialistik meldeşti duuldatalı! ; susyalist yarışı daha geniş inkişaf ettirelim! ; kalemperdi aşka salıp içkende oozdu duuldatat: yemeğe kırmızı biber konup yenirse, ağzı fena surette yakıyor.
duutar, f. dutar (bir musiki aleti).
duvay= dubay (bk. duba).
dübür= dabır.
dübürö-, ayak patırdısı, araba gürültüsü çıkmak.
dübüröt-, ayak patırtısı, gürültü takırtı çıkarmak.
dübürt-= dabırt-; attınğ dübürtü: atın ayak patırtısı.
dücürnay, r. «dejurnıy» : nöbetçi.
düğdünğdö-, kuvvetli ve gayretli olmak; yorulmak bilmemek.
dügdüy-, çıkık ve kocaman görünüşte bulunmak; kanburlaşıp durmak (diyelim, atın sağlam boynu hakkında); moynu düğdüygön at: sağlam ve pek boyunlu at; dügdüygön cigit: sağlam delikanlı; dügdüygön kalınğ kol: hesapsız asker.