dünğküldö-, 1. boğuk ve kesik ses çıkarmak (diyelim, davul hakkında); atağı dünüyö cüzündö dün dünğküldöy baştağan: şöhreti bütün dünyaya yayılmaya başladı; 2. (haber hakkında): her tarafa yayılmak.
dünğküldöt-, 1. boğuk ve kesik-kesik sesler çıkmasını mucip olmak (diyelim, davula vurarak); 2. (haberi) büyük bir özenle yaymak, herkese duydurmak; ar kim bul ayanğdı danğaza kötörüp, ayıl arasına dünğküldötö berişti: bu haberi, heyecan uyandırıcı olmak üzere, bütün ayıla yaydılar.
dünğküy-, kocaman, şişman, ağır olmak; çoçko sınduu dünğküygön: domuz gibi şişman.
dünüyö= düynö.
dünüyölük= düynölük.
düp: düp-düp: sert bir şey üzerine şiddetli vurmayı yahut tüfekten ateş etme sesini taklittir; cörögü düp-düp etti: kalbi gayet şiddetli çarptı; mıltık ünü düp dey tüştü: tüfekten ateş etme sesi havayı sarstı.
düpö: düpö- düpö cötöl-: kesik-kesik ve yüksek sesle öksürmek.