|
|
səhifə | 729/1828 | tarix | 03.01.2022 | ölçüsü | 6,96 Mb. | | #48112 |
| erbeyt - , et. erbey - den.
erçilik = erdik.
erdemsi-, 1. erkeklik, cesaret taslamak: 2, cesretlenmeye calşmak.
erden-, 1. erkeklik göstermek; 2. erkeklik çağına ulaşmak.
erdi ı erdi - katın : karı - koca.
erdi ıı, bk. erin ı.
erdik, erkeklik; mertlik; kahramanlık; cesaret; bahadırlık; ayza saymak - erdikten, at cooturmak - terdikten ats. süngü sançmak - er keklikten. atın yağırı ise eyerden.
erdöö, (diyelim, fincanın, barduğın) kenarları; erdöösünö çığara kuy-; kenarlarına kadar doldurmak, dökmek; tuurağanda tabaktın erdöösünün boldu : eti doğradıklarında tabağın kenarlarına kadar doldu,
erdüü, kocalı; erdii – katın = erdi - katın (bk. erdi ı).
ere, sere ııı sözünün tekidir, tanğdın ere-seresinde : şafak daha henüz sökmüşken.
erece, f. 1. çırpı, marangoz ve dülger1erin çizgi yaptıkları tebeşirli ip: 2. kaide; üçtük cay erece mat. basit selase kaidesi : üçlü kaides; üçtük katış erece mat. mürekkep selse kaidesi : bileşik üçlü kaidesi; cazuu erecesi : yazı kaidesi : orthographie.
Dostları ilə paylaş: |
|
|