|
|
səhifə | 731/1828 | tarix | 03.01.2022 | ölçüsü | 6,96 Mb. | | #48112 |
| ergeceel, ergecel, ergeceli = erge cee! (bk. ceel).
ergi -, sıçraınak; atlamak: zıplamak; cürök ergiyt : kalp sevinçle çarpıyor.
ergilçek, keçe evin kafes şeklindeki kapısı.
eri-, 1. erimek, izabe edilmek; 2. ağlamaktan tıkanmak (çocuk hakkında); bala erip kaldı : çocuk ağlamaktan tıkandı; 3. cürök eriyt : kalp sıkıntıdan üzülüyor.
erik ı = erk.
erik - ıı, 1. can sıkılmak; 2. üşenmek. erikçeel erinçeek,
erin ı, dudak; erdi (basan erni yahut erini) onun dudağı; erdinğ çürüyüp koydunğ : tiksinerek, dudak büktün; erdi erdine cukpay ebireşmekte : dudakları dudaklarına ilişmeden çene çalmaktadırlar durmadan konuşmaktadırlar : erin ündüü db. dudak saiti.
erin- ıı, tenbellik etmek; üşenmek. erinçeek, üşengen.
erindeş-, db. (ses hakk.) dudaklılaştırmak.
erindeştir - , db. bir sesi dudaklılaştırmak.
Dostları ilə paylaş: |
|
|