|
|
səhifə | 734/1828 | tarix | 03.01.2022 | ölçüsü | 6,96 Mb. | | #48112 |
| erkele-, 1. (acc. ile) : okşamak; nazlandırmak; şımartmak; 2. (dat. ile) umut bağlamak; sizderge işengemin, sizderge erkelegemin: size inanmıştım, size umutlarımı bağlamıştım.
erkelen-, okşanmak; riazlanmak.
erkeleş-, müş. erkele - den.
erkeletkensi-, okşar, nazlandırır gibi gözükmek.
erkeletüü, işs. erkelet ten.
erkeş 1 (rad.) yükseklik; yer (tepe).
erkeş ıı = erkeç.
erkey-, dikili durmak; öne çıkık durmak.
erkeyt-, et. erkey - den.
erkimsi-, kendini her şeyi yapmaya muktedir saymak; kibir ve azamet satmak, böbürlenmek: erkimsigen: kendini beğenen, kibir ve azamet satan.
erkin, serbest; serbestçe; bol bol; ferah ferah: emin erkin bk. emin.
erkinçilik, hürriyet, serbestlik.
erkindel-. hürriyete kavuşmak.
erkinden-, kendini serbest hissetmek; erkindenip cay basat : kendini sıkmadan ağır ağır gidiyor.
Dostları ilə paylaş: |
|
|