ılayıktat-, et. ılayıkta – dan.
ılayıktuu= ılayık.
ılayım, a : ılayım, işinğ ilgeri ketsin! : ilâh’m, işin ilerlesin!
ılayla-, bulandırılmak.
ılaylan-, bulanmak.
ılaylat-, et. ılayla – dan.
ılayluu, bulanık (su hakkında).
ılazım, a. 1. lâzım; zarurî; 2. kadın pantolonu.
ılcakta-= alcanğda-.
ılcı- : ılcığan mas : bulut gibi sarhoş.
ılcır, 1. muhatî madde; 2. sümüklüböcek.
ılgıra-, irin akmak; caranın oozu ılcırap kalıptır : yaranın ağzı irin toplamıştır; şarp bolğon uvdun oozu ılıcap kalat : kulâ hastalığına tutulan ineğin ağzından irin akar.
ılcırat-, irin akmasına sebep olmak.
ıldam, çabuk; ıldam barğın! : bir parça çabuk yürü! ; çabuk git!.
ıldamda-, çabuklaştırmak.
ıldamdan-, süratı çoğaltmak; çabuklaştırmak.
ıldamdanıl-, çabuklaştırılmak.
ıldamdat-, et. ıldamda- dan.
ıldamdatış-, müs. ıldamdat- tan.
ıldamdattuu, çabuklaştırma, tesri.
ıldamdık, sür’at; çabukluk; ıldamdık menen: sür’atla, çabucak.
ıldıy, aşağıya; öydö tartsa, öğüz ölöt, ıldıy tarsa, araba sınat ats. yukarı çekerse, öküz ölüyor, aşağı çekerse, araba kırılıyor; başı ıldıy: alçalan sıra ile; başıman ıldıy altın kuysa da barayım: beni altına boğsalar dahi gitmeyeceğim.
Dostları ilə paylaş: |