səhifə 760/1828 tarix 03.01.2022 ölçüsü 6,96 Mb. #48112
ımırıl- = kımırıl-.
ımırkay- pembe, soluk pembe , hafif kırmrızı, erguvani; ımırkay çıt: soluk pembe basma ; ımırkay tart- : hafifçe pembeleşmek; balanığ ımırkay çağında: çocukluğun ilk günleride ; ımırkay bala. yeni doğmuş çocuk, bebe.
ımırt, 1. alaca karanlık; ımırt tüştü yahut ımırt cayıldı yahut ımırt cabıldı: alaca karanlık oldu; akşam oldu ; 2. kad. siyah.
ımıya, cımıyan sözünün tekidir.
ımsakçı, kırkayak.
ımşı-, 1. suda yumşamak; hafifçe terkemek ( ve bu suda bir rehavet duymak) ; 3. ağır ve nâhoş bir haleti ruhiyede bulunmak.
ımşıy- , gevşek, sölüp olmak (insan hakkında).
ımşıyış-, müş. ımşıy-den.
ımşıyt-, et. ımşıy- dan.
ımtıkan- , a. imtihan.
ına- = una-.
ınak, 1. temiz, halis; ınak kımız. karışıksız kımız; 2. yakın dost; ınağım: yakın dostum.
ınaktık, yakın dostluk; samimiyet.
ınal-, 1. memnun ve mesrur olmak; sevinmek; 2. inanmak.
ınan- , inanmak.
ınandır- , inandırmak; temin etmek.
ınat- = ınandır- ; aldoo sözgö ınatıp folk. : yalan sözlerle inandırarak.
ındı, ındı kara (insan hakkında) gayet kara; aşırı siyah, kap kara.
ınıdbalnıy, r. kon. ındıbalnıy nölök: şahsa mahsus vergi (bu sözün rusçası : indiivdualnıy şeklinde olup , fransızcası individuel’den alınmıştır;M.).
ındın, haleti ruhiye; keyf; ındını öçkön 1) dünya işlerine karşı lâkayt olan; hiçbir şeyle alâkadar olmayan; 2) itibarını kaybetti; ındını ındını öçtü yahut ındını suudu. gayreti kalmadı, keyfi kaçtı; cumuş kıl dese, calkoonun ındını öçüp kalat: çalış denildikte tembelin neşesi kaçıyor.
ındıs: ındısım tüştü; suratımı astım; ındısım tüşürüp tül albayt: suratını astı ve söz dinlemiyor (emredilen işi yerine getirmek istemiyor) : ındıstay. düz, yassı (sövmelerde) ; ındıstay bolgon! : vay seni, kalın suratlı! (başlıca çocuklar ve kadınlar hakkında9.
ındoo, tohumundan faydalı yağ çıkan bir çeşit şalgam: Brassica rapa olefera.
ınğ; ınğ cok, cınğ cok: tın yok, çıt yok; ınğ- cınğı cok kulak salıp: ses çıkarmadan bekliyerek.
Dostları ilə paylaş: