|
ırdal-, şarkı söylemek.
ırğa-, 1
|
səhifə | 772/1828 | tarix | 03.01.2022 | ölçüsü | 6,96 Mb. | | #48112 |
| ırdal-, şarkı söylemek.
ırğa-, 1. harekete getirmek; kımıldatmak; sarsmak; silkmek (mes. bir şey elerken eleği yahut kalburu) ; kalbırğa salıp ırğa: kalbura koy salla! ; 2. hareket etmek; kımıldamak karağay nayza ırğadı, baatır Manas cırğadı folk. küknar mizrak kımıldadı ve bahadır Manas haz duydu.
ırğal- sallanmak; kımıldamak.
ırğalış-, müs. ırğal- dan.
ırğalt- kımıldamak; sallamak; dalgalandırmak.
ırğan-, ağır ağır sallanmak.
ırğanış-, müs. ırğan- dan; baştarı ırganışat: başları sallanıyor.
ırğaş-, müş. ırğadan; baştarın ırğaşat: başlarını sallıyorlar.
ırğay, kuş kirazı: Lonicera.
ırğı-, sıçramak, atlamak; dubaldan ırğıp tüştü: duvardan aşağıya atladı; atka ırğıp mindi; ordunan ırğıp turdu: yerinden sıçrayıp kalktı.
ırğılçınğ, şühpe, tereddüt, fikirlerde ikilik; ırğılcınğ tart- yahut ırğılcınğ bol- : tereddüt veya şühpe içinde bulunmak.
ırğım, atlama, sıçrayış; biyiktigi kışı ırğım: yüksekliği adam sıçrayabilecek kadar.
ırğışta-, sinirlenerek, asabîleşerek yerinde zıplamak.
ırğıt-, atmak, fırlatmak; çıkkan toonğ biyik bolso, ırğıtkan taşınğ ıraak tüşöt ats. : çıktığın dağ yüksek ise, attıüın taş uzağa düşer.
Dostları ilə paylaş: |
|
|