|
|
səhifə | 792/1828 | tarix | 03.01.2022 | ölçüsü | 6,96 Mb. | | #48112 |
| iliksiz 1. kancasız; 2. habersiz; iliksiz coğoldu: iz- belek bırakmadan kayboldu.
ilikte-, 1. yoklamak; ssoruşturmak, arayıp- taramak, tetkik eylemek; iliktep cürüp taptım: arayıp- tarayıp buldum; 2. şiddetle arzu etmek; «Manas» kitabının ne zaman çıkacağını sabırsızlıkla bekliyenler prk çoktur.
iliktir= elektr.
iliktüü 1. yoklama; soruşturma; araştırma; tetkik ve taharri etme; 2. şiddetli arzu.
iliktrik= elektr.
ililüü= ilinüü 2.
ilin-, takılmak,ilişmek; tuyağı cerge ilinbeyi: (sür’atlı koşmaktan) yırnağı yere ilişmiyor; baygege ilin- : yarışta mükâfat (öndül) alanlar arasında bulunmak; kızna ilinip koloyu: kızına takılmış olalım: kızını isteyelim; közgö ili- : göze ilişmek; közüm ilinip ketti: gözüm kapanıverdi: uyukladım.
ilinçek, takıntı, engel.
iliniş-, müş. ilin-‘den.
Dostları ilə paylaş: |
|
|