|
iretsizdik, intizamsızlık, manasızlık.
irette-, 1
|
səhifə | 798/1828 | tarix | 03.01.2022 | ölçüsü | 6,96 Mb. | | #48112 |
| iretsizdik, intizamsızlık, manasızlık.
irette-, 1. suraya koymak; 2. tanzim etmek.
irettel-, 1. sıraya konulmak; 2. tanzim edilmek.
irettelüü, işs. irettel- ‘den.
iretteş-, 1. sıra ile iş görmek; sıra ile (növbetleşerek) biri- birinin yerini tutmak; 2. tanzim edilmiş olarak.
iretteşüü, işs. iretteş-‘den.
irettöö, işs. irette-‘den.
irge I, bk. irege.
irge- II, irisini yahut iyisini seçerek silkmek.
irgel-, mut. irge_ II’den; irgelip teril- : dikkatla derilmek; irgelip maydası kaldı: övürtlenerek, ufakları kaldı.
irgeleş= iregeleş I, II.
iri I, iri, büyük.
iri- II, 1. ekşimek, kesilmek (süt hakkında) ; kımız iridi: (fışnamayıp) , koyulaşıp bozuldu; 2. çürümek; irigen oozdon irigen söz çığat ats. bozuk ağızdan çürük söz çıkar.
iride, bk. iri I.
irik, I, 1. iri; 2. üç yaşında olan (enenmiş) koç.
irik II= tögörök 2.
irikte-, irisini seçmek, övürtlemek.
irilen- I, 1. iri olmak; irileşmek; 2. mec. azamet satmak, gururlanmak.
irilent-, irileştirmek; iri yapmak.
irilentüü, irileşirme, büyütme.
irilenüü, işs. irilen-‘den.
irilet-, irileştirmek.
iriletüü, işs. irilet-‘ten.
irilenüü, işs. irilen-‘den.
irilet-, irileştirmek.
iriletüü, işs. irilet-‘ten.
irim, 1. girdap; su çevrintisi; karının ırımı caman, suunun irimi caman ats. ihtiyarın afsunu fena, nehrin girdabı fenadır; 2. koy.
irimcik, peynir.
irimçil, kendisini girdap, çevrinti, koy çeken; balık irimçi ats. balık suyun derin yerini arar.
irinğ, irin; içkeni irinğ, cegeni celim ele: büyük ihtiyaç ve ıstırap içinde yaşadı.
irinğd-, irin toplamak.
irinğidet-, et. irinğde-‘den.
irinğdöö, işs. irinğde-‘den.
irinğdüü, irinli.
iriş-, 1. özenmek; çabalamak; irişip cürüp, aranğ taptım: özenle arayıp zor buldum; cokko irişpe! : boşuna uğraşma! ; 2. meşgul olmak.
Dostları ilə paylaş: |
|
|