A I, taacüp haykırması; taaccüp veya memnuniyetsizlik edasiyle sual; 3



Yüklə 6,96 Mb.
səhifə838/1828
tarix03.01.2022
ölçüsü6,96 Mb.
#48112
1   ...   834   835   836   837   838   839   840   841   ...   1828
    Bu səhifədəki naviqasiya:
  • folk.
kalat I= kalet.

kalat- II, et. kala- III’ten.

kalay I, 1. kalay; kalay çayka- : kalaylamak; 2. teneke kutu; (destanda) maden.

kalay II yahut kalayça: nasıl, ne suretle.

kalayık, a. millet (toplantıda söz söylerken halka böyle hitap edilirdi) .

kalayla- I, kalaylamak (kalay sürmek) ; 2. bir işi yalnız gösteriş için yapmak (dileyim, bir şeyi hakikî gümüşle değil de, gümüşe benziyen bir nesne ile kaplamak) ; dayanıksız yapmak.

kalaylat- , et. kalayla- ’dan.

kalayman, 1. kargaşalık; isyan; 2. kon. kıyam çonğ kalayman: büyük ayaklanma (1916 yılında) ; çonğ kalayman cili büyük kıyam senesinde (1916 yılında) .

kalba 1, atılış, sıçrayış.

kalba II, helva.

kalbalakta= kalbalanğda- .

kalbalanğ= kalba I.

kalbalanğda- , ayaklanmak: isyan çıkarmak.

kalbaluu, takıgan; belâlı.

kalbasa, r. sucuk (domuz etinden) .

kalbay= kalbıy; albayıp oozu birikpeyt folk. kalın dudaklı (harf. : ağzı) kavuşmuyor.

kalbınğda- , kımıldamak (büyük ve kalın dudaklar hakkında) .

kalbınğdat- , et. kalbınğda- ’dan.

kalbır I, f. kalbur; kalbır bayla yahut artına kalbır bayla: olmadık şeyler uydurmak, “masal anlatmak” .

kalbır II, r. yahut kalbır taktay: kalın kereste (rusçası: “gorbıl” ; M.)

kalbırla- , kalburdan geçirmek.

kalbıy- , büyük ve kalın olmak (dudaklar hakkında) ; kalbıygan: kalın dudaklı kimse.

kalbıyt, et. kalbıy- ’dan; erdin kalbıytıp, til albay koydu: kalın dudaklı (veya dudaklarını şişirerek) söze kulak asmadı.

kalcay- , yüksek ve arık görünüşte bulunmak; kalcayğan çoğ ögüz: kocaman (fakat arık) öküz.

kalcanğ 1. aptal; budala; 2. boş ve manasız sözler söyliyen geveze, zevzek.

kalcanğda- , sallanmak (başlıca, ihtiyarlar ve sarhoşlar hakkında) ; kartayınğkı tartıptır, kalcanğdap kele catır folk. : kocamıştır: gevşek basarak geliyor.

kalcanğdat- , et. kalcanğda- ’dan.

kalcınğ, şaka; şakacı; caşınğda kalcınğ bolsoğn, karığanda mılcınğ bolursunğ ats. gençliğinde şakacı olursan, ihtiyarlığında bıktırıcı olursun.

kalcıra- 1. mırıldanmak; saçmalamak boş boğazlık etmek; kalcırap oozunğa kelgendi süylöböy otur: ağzına geleni söyleyip, saçmalayıp oturma; 2. gülünç ve kötü bir vaziyette bulunmak.


Yüklə 6,96 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   834   835   836   837   838   839   840   841   ...   1828




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin