|
kaltek, f. değnek; sopa.
kaltılda-
|
səhifə | 850/1828 | tarix | 03.01.2022 | ölçüsü | 6,96 Mb. | | #48112 |
| kaltek, f. değnek; sopa.
kaltılda- = kaltakta- ; kayık köl üstündö kaltıldadı: kayık göl sathında sallandı.
kaltıldak, 1. mütereddit; 2. tereddüt.
kaltıldat- , et. kaltılda- ’dan.
kaltıldoo, işs. kaltılda- ’dan; bul maselede kaltıldoo kerek emes: bu meselede tereddüde mahal yoktur.
kaltır- , bırakmak: terketmek; ordunda kaltır- : yerinde bırakmak; ordunan kaltır- : yerinden çıkarmak, vazifesine son vermek, yol vermek; tanğ kaltır- : hayrete düşürmek; şaşmayı mucip olmak.
kaltıra- , titremek.
kaltıran- , irkilmek, titremek.
kaltırak, titreme; bütkön boydu kaltırak bastı: bütün vücut titredi.
kaltırat- , titremeyi mucip olmak: titretmek.
kaltırt- , et. kaltı- ’dan.
kaltıru, bırakma: terketme; ordunda kaltıruu: yerinde bırakma; ordundunan kaltıruu: yerinden kaldırma vazifesine son verme.
kalu bala, a. : kalu balada cazılğan: ezelde yazılmış.
kaluu, işs. kal- II’den; işinğden kaluuna emine sebep boldu? : senin (mahkeme) işinin geri kalmasına sebep ne oldu?
Dostları ilə paylaş: |
|
|