karandı, yahut köz karandı. 1. rica ve intizar gözüyle bakma; 2. tabi, bağlı; köz karandı bol-: birisine tabi, bağlı olmak; sağa köz karandı bolboymun: sana tabi ve bağlı olmayacağım.
karandılık, yahut köz karandılık: birisine tabi ve bağlı olınaklık.
karanğ (yahut karanğ suranğ yahut karanğ kuranğ) hayal meyal gözüken, görünür görünmez olan, çok az işidilen (uzakta bulunan nesne hakkında); közünü karanğ suranğ boldu.: ona (uzaktan) hayalmeyal gözüktü; karanğ suranğ bir neme, karanğ etip coğoldu folk. (uzaktan) bir şey gözüktü ve hemen kayboldu.
karanğda-, hayalmeyal gözükmek; arı caktan biröö karanğdap keldi: öte taraftan birisi (karanlıkta) yanaştı; karanğdağan bir eki cılkı cüröt: göze görünür görünmez bir iki at dolaşşşıyor.