arıksın- , (mânâ itibariyle) = arıksı.
arıksınt- , arık saymak; zayıflığını yüze vurmak.
arıksıntuu, işs. arıksınt- tan.
arıksınuu, işs. arıksın- dan.
arıkta- I, zayıflamak; kurumak; adam kursagınan aıktabayt, kulagınan arıktayt ats. : insanı iş kurutmıyor (harfiyen: insan miydeden zayıflamıyor, kulaktan zayıflıyor).
arıkta- II, (rad.) kanal, ark açmak.
arıktat- , zayıflatmak, arıklatmak.
arıktık, zayıflık kuruluk.
arıl- , 1. temizlenmek; yakayı kutarmak; 2. uzaklaşmak; cüröktön kaygı arıldı: kalb kederden kurtuldu; dartım arıldı: derdim geçti; kaygıdan arıldım: kederimden kurtuldum; tuman arıldı: sis açıldı, dağıldı.
arıla- , uzaklaşmak, çekilmek; arılap ketti: öteye gitti.
arılat- , uzaklaştırmak, öteye atmak.
arılattır- , et. arılat- tan; koydu arılattırıp caydırıp koy: koyunu öteye sürdür ve (o arada) güttür!
Dostları ilə paylaş: |