kayrak ı, (karş. bülöö) bileği taşı; bileği çarkı (tırpanlar, baltalar, ve s. için).
kayrak ıı, sulanmıyan (iska ve irva edilmiyen),yağmura muhtaç olan; kayrak cer: sulanmıya, yağmura muhtaç olan toprak; kayrak buuday: sulanmıyan topraktan alınan buğday; kayrak egin: sulanmıyan ekin; kayrak aydayt: sulanmıyacak olan toprağı sürüyor.
kayrakı = = kayrak ıı.
kayran ı, (mutat olduğu üzere, acımak edasiyle kullanılır): sevgili; kıymetli; kayran başım: zavallı başım; kayran er aramanda ketti: zavallı öldü ve gözü arkada kaldı; camanğa aytkan söz kayran ats. kötü adam söylenen söze yazık; esil kayran bk. esil.