kemşiy- , kemşit (bk.) şeklinde olmak; üy kemşiyip kalıptır: ev bir yana eğilmiştir.
kemşiyt- , et. kemşiy-’den.
kemtik, 1. gedik; 2. eksiklik, kusur, hesap noksanı.
kemtiksiz, eksiksiz.
kemtilge, 1. noksan; eksiklik; 2. kusur, sakatlık.
kemunus, kon. = = komunist.
kemü, eksilme.
kemüüçü, 1. eksilen nesne; 2.mat. eksilen (matruhünminh).
kemzal = = kemsel.
ken, a. 1.maden kuyusu, maden ocağı; kömür keni: kömür ocakları; 2. maden, maden ocağından çıkarılan cevher; paydaluu kender: faydalı madenler; cakşı-eli menen, cer-keni menen (ats.) iyi (insan) eli, halkı ile (meşhur olur), yer ise- madeni ile.
kence, en küçük çocuk, son evlât, tekne kazıntısı; kençe uul: en küçük oğul; kence kozu: başka kuzulara nisbeten en sonra doğan kuzu; kence tuu: tekne kazıntısı; kence komandir: küçük komutan.(takım, manga v.s. komutanı).
Dostları ilə paylaş: |