kepçi- , keyi sözün tekidir.
kepe, evcik, izbe, salaş, kulübe; tam kepe: toprak ev; çöp kepe: kuru ot anbarı; at kepe: tavla (at ahırı); uykep: inek ahırı; took kepe: kümes.
keper: keper-suuk: çok soğuk hava keper ısık: çok sıcak hava.
keperet, Keperetip kon. = = kooperatif.
keperez. r, zaç.
kepiç, deri kaloşlar, keşif.
kepil, a. 1. kefalet; zaman, garanti; kepil al-: kefalete almak; itelgi salba, kepil alba! ats. : itelgi denilen doğanla avlanma, kefil olmak; 2. kefil: kepil bol-: kefil olmak: kefalet etmek; doonğ cok bolso, kepil bol ats. davan yoksa kefil ol; 3. iki deri parçası arasına konulan astar.
kepildik, kefillik, kefalet.
kepin = = kemin.
kepinde- = = keminde- .
kepindel- = = kemindel.
kepke, r. kepi, kasket.
kepkir, f. kefgir, kepçe, süzgeç.
kepkor, f. konuşmayı seven, konuşkan; çene çalmayı seven.
kepsen, f. es. harman yerinde verilen hediye (harman döverken herkesgelerek bir parça hububatistiye ve alabilirdi; mes. oradan geçmekte olan yolcu dahi atına yedirmek için bir miktar hububat alırdı).
Dostları ilə paylaş: |